ASİTLENİYORUZ
Bizler milyarlarca hücrenin bir araya geldiği organizmalarız .Her bir sağlıklı hücremiz bütün organizmamızın sağlığını etkiler.
Peki hücre düzeyinde sağlıklı bir ortam oluşması için bizim nasıl bir katkımız olabilir ve bu mümkün mü?
Kesinlikle mümkün..
Bunun için üzerinde odaklanılması gereken en önemli nokta vücudun ASİT – ALKALİ dengesidir..
Şu bir gerçek ki hücrelerin doğal metabolik süreci sonucu asit artıklar oluşur..
Hücrenin sağlıklı olmak için en çok ihtiyaç duyduğu ise artıklardan arınmış ALKALİ ortamdır..
Bu alkali ortamı yaratmak adına vücut doğal savunmasını çalıştırırken maalesef yetersiz kalabiliyor..
Beslenme biçimimiz işte bu noktada çok önem kazanıyor.
Yiyecek seçimimizi ASİT YÜKÜNÜ AZALTACAK, ALKALİ ORTAMI ARTTIRACAK şekilde düzenlersek
kendi sağlığımıza da en büyük iyiliği yapmış oluyoruz..
Organizmanın asitlik yükünü azaltırsak sağlıkla ışıldayan, diri, pürüzsüz , dış hasara dayanıklı bir cilt kazanır,
Spor performansımız da hücresel düzeyde artış ve enerji kullanımımızda olumlu gelişmeler yaşarız.
Bunun için de alkali beslenme bilinci ve yaşam tarzı oluşturmalıyız .
ASİT – ALKALİ (pH derecesi) nedir?
Vücut sıvılarının Hidrojen(H) iyonu konsantrasyonu asit veya alkali derecesini belirler…Hidro jen iyonu azaldıkça vücut alkali olur.İstenen budur.
Yani Hidrojen iyonu konsantrasyonu vucudun iy 0-7 arası deger asit pH, 7-14 arası deger alkali pH dır.
Hidrojen pozitif , oksijen negatif iyondur..Vucud umuzda oksijenin yeterli düzeyde olması fazla Hidrojeni tamponlayacak ,yani tutacaktır.
Kanın ve dokuların yeterli oksijenlenmesi işte bu yüzden çok önemlidir..Alk ali olmak için!
Asit tarafa kayması yaşamla bagdaşmayacagı ndan kanın pH sı değişmez (ideali 7,35 – 7,45)..Değişen diğer vücut sıvılarının pH sıdır..
Yani idrar, ter, tükürük, hücre içi sıvı, hücrelerarası sıvı ve tüm dokulardaki sıvılardır söz konusu olan..
Asit ortam çokluğunda vücut için bu dengeyi korumanın faturası ağırdır ve ne yazık ki sonuçlarını hemen görmeyiz.
Genç vücut ilk zamanlarda sinyal vermezken asit yükü birikip yaş da ilerledikçe problemler kaçınılmaz olur..
Sonuç mu?
Osteoporoz(kem ik erimesi), insülin duyarsızlığı(y ağlanma bonusuyla!), kireçlenme,çeş itli metabolik hastalıklar, ve hiç kuşkusuz KANSER!!
Asit yükü artarak oksijenlenmesi azalan hücrelerde kanser gelişme olasılığı çok çok yüksektir.
Vücutta Asit yükü artınca organizma sıvıları alkali duruma çevirme, yani TAMPONLAMA yolunda bazı mekanizmalara başvurur..
tamponlamayı yapan (asit temizleyen) organlarımız böbrekler, akciğer ve cilttir..
Böbrekler, asitleri;
- Kandaki bikarbonatla
- Kemiklerdeki kalsiyum ve magnezyumla
- Kaslardaki glutaminle(kas proteini) tamponlayıp idrarla atar.
Gaz şeklindeki asitler akciğerlerden, nefes verme yoluyla karbondioksit olarak atılır.Asitlen meyle yetersiz oksijen paralel gider,
doğru nefes alarak da kandaki oksijen miktarının arttırılması alkali olmak için çok önemlidir.
Tüm bu mekanizmalar belli sınırlarda yeterli alkali ortamı yaratarak saglıklı bir organizma devamlılığı saglarlar..
Ancak, vücudun beslenmeyle kazanılan alkali rezervleri yetersizse vücut asit seviyesi yine artacaktır.
Atılamayan asit vücutta birikecek, başta düzgün hücre çalışması engelleneceğin den pek çok sağlık sorunu baş gösterecektir…
MODERN HAYAT = ASİTLENME!!!!
Ortamımızı değiştirmezsek suyu kirli bir akvaryumda sağlıklı kalmaya çalışan! bir balıktan farkımız kalmaz..
Günümüz modern ortamının hazır yiyecek dolu market rafları, hızlı üretilmiş GDOlu sebzeler, suni yemle bir metrekarede yetiştirilmiş hayvanlar,
gazlı-şekerli içecekleri, katkı maddeleri,… bizi asitlendirmek adına fazlasıyla başarılılar!!
örneğin; bir bardak kola ile alınan fosforik ASİT vucudun asitlenmesini öylesine arttırır ki bunu temizlemek için böbrekler 32 bardak suyu ve kemiklerden bolca kalsiyumu boşa harcar
Bütün bunları görmezden gelip, hastalık ortaya çıktıktan sonra panikle saldırdığımız tedavi ve ilaçlar!
Oysa suçlu biziz…Bu hastalıkların sebebi motora yanlış benzin koymamız..
Siz hiç dizel olan arabanıza normal benzin alıyor musunuz?.ya da tam tersi?
Peki bu seçiciliği neden vücut sağlığınız için yapmıyorsunuz?
Modern hayatın getirdiği beslenme dayatmasına kapılmamalı;
yani akvaryumun suyunu temiz tutmalıyız..
Alkali beslenmeliyiz. .
Vücudun asit yükünü azaltmalıyız
SPORCU SAĞLIĞI
Ne kadar yoğun egzersiz yaparsanız vücudunuz o kadar hızlı asidik hale gecer.
Kaslardaki pH ın 6.5 in altına düşmesi,enerji dağılım zincirindeki bütün kanalların bozulmasına ve aksamasına yol açar..
Sporcu Beslenme Uzmanı Dr.Michael Colgan’ a göre ‘kaslarımız sıfır asidite ya da çok dar bir sınırda asit ortamında çalışacak şekilde yaratılmıştır.
Kaslardaki asiditeyi dengeleyemezse niz kaslar gergin kalır.’
-Egzersizde enerji ihtiyacı artınca tüm sporcuların başbelası!! LAKTİK ASİT üretilir, bu asitlenme demektir..çare si ALKALİ OLMAKTIR!!
-Egzersiz sırasında asit birikimine paralel olarak AMONYAK birikir, kandaki yüksek oranı performansı düşürür…çaresi ALKALİ OLMAKTIR!!
-Yine asit yükünü gidermek için kullanılan MAGNEZYUM un bir kısmı kemikten bir kısmı da kaslardan çalınır..Kasta azalan magnezyum kas kramplarına sebeptir..çare si ALKALİ OLMAKTIR!!
Egzersiz sırasında 1 saatte vücudun %2 lik suyunu terle kaybederiz..Bu nun yerine koymanın ve laktik asit oluşumuna bağlı asitlenmeyi gidermenin en kolay yolu,
saat başı 1 litre alkali su içmektir. (Bunun için 1 lt suya yarım çay kaşığı karbonat eklenmesi yeterlidir, marketlerde satılan yerine eczanede bulunan saf karbonat tercih edilmelidir)
Bikarbonat sporcularda kasta oluşan laktik asidi azaltır,bazı özel sporcu içeceklerinde bulunur, yorulmayı geciktirir, kısa dönem yoğun egzersiz verimini arttırır..
Yine yüksek alkali yapma kapasitesi bilinen ELMA SİRKESİ içilirse, içeriğindeki malik asit enerji üretimini hızlandırıp spor perfomansını arttıracaktır.
Unutmayalım mesele galon galon su içmek değil, alkali değeri yüksek su içmektir..
Daha az miktarda su içsek bile, alkali suyla daha çok asit atarız.
Diğer önemli bir husus da vücuda yüksek protein yüklemesiyle yaratılan asitlik durumudur..
Özellikle hayvansal proteinlerin asitlenmeye sebep oldugu bilinen bir gercektir.
Diyetlerde ve spor beslenmesinde kastan protein kaybedilmemesi için özellikle daha fazla protein önerilir..
Oysa;
DİKKAT!…YÜKSEK PROTEİN ALINDIĞI HALDE DİYET YAPARKEN KASTAN PROTEİN KAYBEDİLEBİLİR ..
NASIL MI?
Vücuda alınan hayvansal ve diğer yüksek proteinlerin oluşturduğu asitliği tamponlamak(al kali dereceye cekmek) için böbrekler kas hacminin çoğunu oluşturan
GLUTAMİN proteinini kullanır ve asitleri vucuttan atar.Ancak azalan glutamin sebebiyle kaslar zayıflar, hacimleri azalır..
Diyetle kasları korumanın yolu protein miktarını arttırmak yerine alkali besinleri arttırarak böbreğin kaslardan daha fazla protein(glutam in) çekmesini engellemektir.
Kırmızı et azot yüklü olduğundan vücut azot fazlasını atarken daha cok asitlenir, dikkat edilmelidir
Mesele hayvansal protein almamak değil, oluşabilecek asit yükünü dengelemek için beraberinde alkali besinler de tüketilmesidir .
mesela yeşil çiğ sebzeler önemli kalsiyum içerikleriyle alkali etki yaratacağından etin yanında tüketilecek en iyi seçenektir.
Sporcuların suya karıştırıp içtiği whey protein bildiğimiz lor peyniridir..As itlenme ve kilo artışı yapmaz.İçinde yeterince kalsiyum vardır.
Dolayısıyla sporcular için lor peyniri de günlük hayatta harika bir seçimdir.
KİLO KONTROLÜ/ YAĞ YAKMA
Hersey hücre düzeyinde gerçekleşir, hücrelerin asit yükünü azaltmazsak sağlıklı fonksiyon gösteremezler ve de fazla asit yağ hücrelerinde depolanır.
Üstelik vücudunuz bunu sizi korumak için yapar. Yağ vücudun asit tamponudur.
‘ASİTLENME OLDUKÇA YAĞLAR ERİMEZ’
Kan alkali dengesini koruma adına ortamdaki fazla asit molekülleri yağ hücrelerinde depolanır ve damar iç yüzeyinde birikir.
Damar sertliği ve yüksek tansiyon hastalığı kaçınılmaz olur.Halk arasında kötü kolesterol denilen LDL kolesterolu budur.
Bel ve kalçada depolanan yağların sebebi de vücudun fazla asidini tampolayan (alkali duruma geçiren) yağ hücrelerinin bu görev(!) durumudur
NE YAPMALIYIZ
Vücut sıvılarının asitlenmesini engellemek için alkali beslenmeliyiz…
Tüm vucut sıvılarımızda oksijen düzeyini arttırıcı destekleyici ürünlerden de faydalanmalıyı z
BESLENME DÜZENİMİZDEKİ BİLİNÇLİ SEÇİMLERİMİZLE VUCUT ALKALİ ORTAMINA KATKIDA BULUNABİLİRİZ… .
Vücut asitliğini azaltacak ideal bir alkali beslenmede olması gerekenler:
- Alkali su ( 1 litre içme suyuna yarım çay kaşığı karbonat ekleyerek kiloya göre günde 3-4 litre)
- gün içinde 2 saatte bir, öğün aralarında, soğuk yerine oda sıcaklığında tavsiye edilir.
- Alkali tuz (Deniz tuzu veya Himalaya tuzu)
- İnsan kanındaki tüm mineralleri deniz tuzu içerir.Soframı
zdaki işlem görmüş tuz 84 adet mineralden sadece 2sine sahiptir:Sodyu m (Na) ve Klor (Cl) vucudu aside çevirir.. - Dolayısıyla sofra tuzu almanın hiçbir faydası yoktur.
- Alkali yağlar ( doymamış yağlar da denir, özellikle balık yağı OMEGA-3 desteği çok önemlidir)
- Zeytinyağı, Keten tohumu, Avokado yağı,hindistan
cevizi yağı başta gelir - Balık eti (özellikle somon)
- Süt olarak inek yerine keçi ve koyun hatta manda sütü ve bu sütlerin ürünleri
- En ideal peynir LOR PEYNİRİdir (iyi türde protein kaynağıdır, yağsızdır, vucudun asit artıklarını temizler) ✓ Kalsiyum içeren YEŞİL
- BESİNLER SEBZELER ve YEŞİL SEBZE SULARI ve ÇİM SUYU (tozları da olabilir) ✓Kalsiyum içeriği fazla BADEM, SUSAM, FINDIK, CEVİZ ve BAKLAGİLLER (fasulye, nohut,mercimek
) - D VİTAMİNİ (alkali yapan bir vitamindir)
- ELMA SİRKESİ
- LİMON (Limon ve Elma sirkesi kendileri asitli olduğu halde vücutta alkali etki yaratan harika iki örnektir)
- SPIRULINA (protein değeri çok yüksek yosun ,tabletleri mevcuttur )
Beslenme seçimlerimize ek olarak günlük kullanacagımız destek ürünlerle de vucut sıvılarımızın oksijenlenmesi dolayısıyla alkali ortam yaratmak mümkündür.
Yaklaşık 50 yıldır Amerika ‘da bilinen ve son yıllarda ülkemizde az da olsa farkına varılan ve vucutta oksijeni acıga cıkaran destek ürünleri de
alkali yaşam yolunda iyi bir tercihtir. Günümüzde damla formunda bu desteği öneren doktor ve eczacıların bu konudaki yönlendirmeler i çok olumludur.
ALKALİ BESLENME sadece iyi bir spor performansı, güzel, genç görünümlü bir cilt ya da dönemsel yağlardan kurtulma aracı değil tüm vücut sağlığını yapılandıran
bir yaşam biçimi olarak ele alınmalıdır.
—-
Alkali Diyet – Dr.Ayşegül ÇORUHLU
Ph Miracle – Dr.Robert YOUNG-Shelley REDFORT YOUNG
The New Rules of Marathon and Half Marathon Nutrition -Matt FITZGERALD
Ph Miracle – Dr.Robert YOUNG-Shelley REDFORT YOUNG
The New Rules of Marathon and Half Marathon Nutrition -Matt FITZGERALD